T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ÇANKIRI / ÇERKEŞ - 19 Mayıs Çok Programlı Anadolu Lisesi

Çerkeş Hakkında

Çerkeş Hakkında

ULAŞIM:   Çerkeş iç batı karadeniz bölgesinde yer alan bir yerleşim yeridir. D100 karayolunun geçtiği ilçenin büyük şehirlere ulaşım problemi yoktur. D100 karayoluyla İstanbul, karadeniz ve de doğuyaulaşmak mümkündür. 

Ankara´ya 130 km mesafededir. Çerkeş´e Ankara´dan ulaşabilmek için AŞTİ´ den Çerkeş Seyahat veya Kurşunlu Seyahat tercih edilebilir. Yaklaşık 2 saat süren yolculuk Kazan, Kızılcahamam üzerinden sağlanmaktadır.

Çankırı merkeze ise 130 km mesafededir. Çankırı terminalinden Doğuş Turizm ve Çerkeş Seyahat ile Çerkeş´ e ulaşmak mümkündür.

Karabük´e 75 km mesafededir. Terminalden Karabük Seyahat veya Doğuş Turizm ile yaklaşık 1,5 saatte ulaşmak mümkündür.

İstanbul´a 380 km mesafededir. İstanbul´ dan Çankırı´ ya otobüslerle 4-4,5 saatte ulaşılabilir.  

COĞRAFİ KONUM:
Çerkeş, Batı Karadeniz Bölgesinin güneyinde yer alan Çerkeş Çankırı ilinin en büyük ilçesidir. 32 o 53" D ve 40 o 48" K coğrafi koordinatlarına ve 1120m rakıma sahip olan Çerkeş'in yüzölçümü 990 km2 dir.

 

 Çerkeş ilçesi kuzeyde Karabük'ün Ovacık; kuzeydoğuda Bayramören; doğuda Atkaracalar; güneyde Ankara'nın Kızılcahamam; güneydoğuda Orta; batıda Karabük'ün Eskipazar ilçesi vardır.

        Karadenize paralel olarak uzanan Kuzey Anadolu dağlarının dördüncü kademesindeki ilçenin güneyinde 2015 rakımlı Işık Dağı, güneydoğuda Dumanlı, güneybatıda 1875 rakımlı Karataş ve Kütüklü, kuzeyde 1432 rakımlı Çal yayla, kuzeydoğuda 1760 rakımlı Derviş Tepe ve Kocadağ yer alır.

        Çerkeş'in Batı Karadeniz bölgesinin güneyinde ve İç Anadolu bölgesinin kuzeyinde olması nedeniyle her iki bölgenin iklim özelliklerini taşır. Bu nedenle devamlı hava akımına maruz kalmaktadır. Geçiş bölgesinde olması ve rakımın yüksek oluşu nedeniyle ilçede karasal iklim hakimdir. Kışlar soğuk ve kar yağışlı yazlar ise kuraktır. Yaz aylarında yeterli yağış olmaması nedeniyle tarımsal sulama gereklidir.

  TARİHÇE: Çankırı çevresinde bulunan höyük ve tümülüs´lerdeki satıh buluntuları, Çankırı´da Neolotik devirden (M.Ö. 7000-5000) bu yana kesintisiz bir yerleşimin varlığını ortaya koymaktadır. Özellikle Eski Tunç Devrine (M.Ö. 3000-2000) ait yerleşmelere bütün bölgede rastlanılmaktadır.

        M.Ö. 1000´in ilk yarısında Frig istilası üzerine Çankırı da bu yeni nüfusun egemenliği altına girmiştir. M.Ö. 700 yılının ilk çeyreğinde Kimmerler´ in M.Ö. 600 yılının ikinci yarısından sonra ise Persler´in istila ve nüfusu altına giren Çankırı, M.Ö. 330 yılında Büyük İskender´in Anadolu´yu fethetmesi ile Perslerin hakimiyetinden çıkmıştır.

        M.Ö. 1´nci yüzyıldan itibaren Anadolu´nun Roma hakimiyetine geçmesi ile birlikte Çankırı´da Germenikopolis ismi ile önemli bir merkez kurulmuş, Ilgaz (Olgassys), Çerkeş (Antinopolis) de önemli yerleşim merkezleri arasında yer almıştır. Roma İmparatorluğu´nun önemli bir askeri ve dini bölgesi olmuş, kilise kanunları burada yapılmıştır.

    Bugüne değin Çerkeş ve yöresinde yapılan araştırmalar buranın eski bir yerleşim bölgesinin merkezi olduğunu doğrulamaktadır.

        Hitit, Bizans ve Romalılar dönemlerine özgü kalıntılar bu uygarlıkların yaşandığını göstermektedir. Çerkeş (Antinopolis) Antik çağlarda Paflagonya denilen batıda Filyos Irmağı, doğuda Kızılırmak, kuzeyde Karadeniz, güneyde Işık, Elden ve Aydos dağları arasındaki bölgede yer almıştır. Paflagonya antik çağlarda bir çok işgallere uğramış, dolayısı ile Anadolu tarihine uygun olarak değişik kültürleri bağrında barındırmıştır.

        Bu bölgede ve bu tarihi akış içerisinde yer aldığı kesin olan Çerkeş´in, büyük olasılıkla M.Ö. 41-32 tarihlerinde Roma Generallerinden Antonios tarafından, Antonipolis adı ile kurulduğu ve ilk kuruluş yerinin Aydınlar (Kızıllar) köyü olduğu sanılmaktadır. Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması sonucunda Çerkeş, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu sınırları içerisinde kalmıştır.

        Anadolu´ya hakimiyet konusunda Selçuklu´lar ve Bizanslı´lar arasında yapılan Malazgirt Meydan Muharebesi (1071) Selçukluların zaferi ile sonuçlanınca, Türkler Anadolu´daki Bizans direcini kırmış ve Anadolu´ya yerleşmeye başlamıştır. Malazgirt Zaferi´nden üç yıl gibi kısa bir süre sonra Danişment Beyliği Komutanlarından Emir Karatekin; bu yörenin fethi için görevlendirilmiş ve 1074´de Çankırı´yı fethederek Türk topraklarına katmıştır.

Anadolu´ya ilk Türkmen akınlarının başladığı bu yıllarda Çerkeş´in Türk boylarınca yerleşim alanı olarak seçildiği, günümüzde Çerkeş´e bağlı Kınık, Bedil, Bayındır, Eymür, Avşar ve Dodurga gibi köylerin adlarından da anlaşılmaktadır.

        1228´de II. Kılıçarslan´ın yönetiminde Selçuklu İmparatorluğu´na bağlı Çankırı (Çerkeş) ve yöresi, Kösedağı Savaşı ile Moğol egemenliği altına girmiş, 1309´da Candaroğulları Beyliği bölgede egemenliği eline geçirmiştir. 1392´de Yıldırım Beyazıd´ın Çankırı´da içinde olmak üzere Candaroğulları Beyliği´nin büyük bölümünü ele geçirmesi ile yörede Osmanlı egemenliği başlamış ise de; 1402 yılında Ankara savaşını Timur´un kazanması sonrasında, kendisine yakınlık gösteren Sinop Beyi İsfendiyar´a bu toprakların geri verilmesi ile Çerkeş yöresi yeniden Candaroğulları Beyliğinin egemenliğine geçmiştir.

 

       

   1417 yılında Çelebi Mehmet tarafından ele geçirilen Çerkeş bölgesi, İsfendiyaroğulları arasındaki iç çatışmalar yüzünden, Osmanlılara sığınan Kasım Beyin yönetimine devredilmiştir.

        Çankırı bölgesi Fatih Sultan Mehmet´in 1461´de gerçekleştirdiği Trabzon Seferi´nden sonra tümüyle Osmanlı yönetimine girmiş ve Çankırı, Kastamonu Vilayetine bağlı Sancak Merkezi olmuştur. Çankırı Sancağına Çankırı Merkez, Çerkeş ve İskilip kazaları bağlanmıştır.

        Bağdat seferine çıkan IV. Murat güzergah üzerinde bulunan Çerkeş´te bir ordugah kurarak, ordunun burada dinlenmesini emretmiştir. Atlar için kazık çakılması sırasında yeraltından boşluk sesi gelmesi ve buranın kazılması sonucu, tarihi daha da eskilere dayanan bir hamam ortaya çıkartılmıştır. Bunun üzerine IV. Murat tarafından bölgenin imar edilmesi ile görevlendirilen Silahtar Mustafa Paşa tarafından bu hamamın yanına bir cami (Muradiye Camii) ve bir hamam yaptırılmıştır. Bu gelişmeler sonucu civardan gelenlerin buraya yerleşmeleri ile günümüz Çerkeş yerleşiminin temelleri atılmıştır.

Silahtar Mustafa Paşa tarafından, IV Murat´ın emriyle yaptırılan Muradiye Camii, Padişah Abdülhamit zamanında ıslah ve tamir edilmiş olup 1944 Gerede-Bolu depremi sırasında yıkılmıştır. Günümüzde bu caminin yerinde, daha sonra inşa edilen Çarşı Camii bulunmaktadır

 

      

    1878 yılında Belediye olan Çerkeş, Cumhuriyet döneminde Çankırı iline bağlı ilçe merkezi olmuştur.

 Osmanlı Kayıtlarında Çerkeş:Osmanlı döneminde kayıtlara geçen, Çerkeş hakkında en önemli yazılı kaynaklardan üç tanesi Evliya Çelebi´nin Seyahatnamesi, 1894 Kastamonu Salnamesi ve Şemseddin Sami´nin Kamus-ul Âlâm´ıdır.

EVLERİ:    Osmanlı-Türk mimarisinin tüm özelliklerini taşıyan ve tüm Çerkeş sathında varolan bu evlerin 1944 Gerede-Bolu depreminde tamamına yakını yıkılmış olup, günümüzde ancak bir kaç tanesi ayakta kalabilmiştir. Bunların da bakım ve onarıma ihtiyacı vardır. Bu evlerden bir tanesi -Fişek Alinin Evi- Çankırı İl Özel İdaresi tarafından satın alınmış olup, kısa bir süre (bakım onarım çalışmaları tamamlandıktan) sonra turizme açılacaktır.

  

 

  Çerkeş evlerinin su basmanı, çoğunlukla kesme taştan, duvarları ise ahşap çatkı arası kerpiç dolgu olarak yapılmıştır. Çatılar mahallinde imal edilen oluklu kiremitlerle kaplanmıştır.
   Bu evler genelde iki katlıdır, ilk kat ara kattır ve kışlık olarak kullanılmaktadır. Günlük hayatın geçtiği yer olan bu kat, yeme-içme ve oturma için kullanılır. Yazlık olarak düşünülen ikinci katlarda her evin bir baş odası vardır. Bu odalar diğerlerine göre daha geniş olup, ahşap işleme tekniğinin en güzel örnekleri ile donatılmıştır. Baş odalarda, birinci katın üzerine çıkma yapılarak oluşturulan ve ´şahniş´ adı verilen çıkıntılar bulunur. Baş odaların tavanları göbekli ve çoğu kök boyalarla bezenmiştir.
        Diğer odalar da oturmak için sedir veya ´peyke´ denilen ahşap divanlar ile yatak, yorgan koymak için ´yüklük´ adı verilen ahşap gömme dolaplar bulunur. Ayrıca ´abdestlik´ denilen, el, yüz yıkama ve yıkanmak için kullanılan bir bölüm mevcuttur. Bu odaların en önemli yeri ocaklığı olup, kenarlarında lamba, mum koymak için kullanılan ´şinanay´ adı verilen yerler ile ´gözgere´ denilen ahşaptan yapılmış küçük gözler bulunur. Ocağın üstünde ´bacakaşı´ denilen ve üzerine ufak tefek eşya konulmasına yarayan bir çıkma vardır.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 01.12.2017 - Güncelleme: 09.02.2024 10:47 - Görüntülenme: 439
  Beğen | 0  kişi beğendi